Bu aşk beni iflah etmeyecekti,
biliyordum. Artık kitaplarım, divanlar olmuştu ve çocukluğumda
bütün merhamet duygularımı sömüren kızılderili reisi oturan
boğa şimdi müstesna gazeller yazmaya başlamıştı. Üniversite
yıllarından sonra yanlış bir karar ile asker olmuş, gülle
bülbülle sohbet ederken birdenbire üniformayla postalla uğraşmaya
başlamıştım. Onbeş yıl sürecek bu dönem içinde okumayı ve
yazmayı asla bırakmadım; hatta dönem dönem okuyup yazmayı
bir teselliye bile dönüştürdüm. Anladım ki Divan şiiri için
yazdıkça daha çok yazmak gerekiyordu; ve daha çok yazmak için
de daha çok okumak... Tarih, medeniyet tarihi, sosyal bilimler,
felsefe, sosyoloji, sanat vs. Ne bulursam okuduğum yılların
semeresini hiç durmadan yazmam gereken yıllarda gördüm. Divan
şiirinin püf noktalarını ve eski şairlerin hayatlarını keşfetmiştim.
Bu bana hem bir bakış açısı, hem de yazma kolaylığı sağlıyor;
hemen her konuda eskilerin ne söylediklerine dair birkaç beyit
nakletme cesareti veriyordu. Benim için yazıda bir konu sıkıntısı
da yoktu üstelik. |
|